Diyar-ı Bekr'in Sosyo-Ekonomik Tarihi (VII-X Yüzyıllar)

Diyar-ı Bekr'in Sosyo-Ekonomik Tarihi (VII-X Yüzyıllar)


Diyar-ı Bekr'in Sosyo-Ekonomik Tarihi (VII-X Yüzyıllar)


Diyar-ı Bekr'in Sosyo-Ekonomik Tarihi (VII-X Yüzyıllar)

Tarihsel zaman dilimlerinde yer alan bölge ve şehirlerin farklı boyutlarıyla incelenmesi sonucu elde edilen bulgular tarihsel bilincimize önemli katkılar sunar. Bununla birlikte tarihin değerli ama bir o kadar da zor alanlarından biri bölge ve şehir çalışmalarıdır. İslam fethinden Hamdânîler’e kadar “Diyâr-ı Bekr’ın Sosyo-Ekonomik Tarihi” adına taşıyan bu çalışma da isminden de anlaşıldığı bir bölge ve bölgenin sosyal ve ekonomik unsurlarını taşıyan bir bölge çalışmasıdır. Farklı açılardan tarih boyunca dikkatleri üzerine çeken Mezopotamya/elCezire bölgesi, Fırat ve Dicle nehirlerinin suladığı bereketli havzasıyla birçok toplumu bağrına basmıştır. Sahip olduğu coğrafyanın mümbit özelliği, dört mevsimin yaşandığı, tarım ve hayvancılığa elverişli dünyanın nadir yerlerinden biri olmuştur. Bu sebeple tarihte el-Cezire ve buranın bir bölümü olan Diyar-ı Bekr bölgesi barındırdığı yerleşim yerleri ve sahip olduğu coğrafya yapıyla mücavir devletlerin iştahını hep çekmiştir. Bu cezbedici özelliğinden olsa gerek sürekli çatışmaların, savaşların alanı olmakla beraber farklı etnik ve devletlerin de merkezi olmuştur. Diyâr-ı Bekr bölgesi, etnik, dini ve sosyal alanında değişik farklılıkları içinde barındıran farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, tarihi on binlere kadar giden kadim bir bölgedir. Böylesi uzun bir geçmişiyle bu kadar farklılıkları üzerinde taşıyan ve hala geçmişin o cezbedici özelliğini koruyan bölge hala merkezi konumundan, değerinden bir şey kaybetmemiştir. Onun için bugünün Diyâr-ı Bekir’ini anlamak, dünün Diyâr-ı Bekr’ini bilmekten geçer. Miladi 7.-10.yüzyılları arasını kapsayan bu çalışma sosyal ve ekonomik anlamında kaynakların az olduğu bir dönemi kapsaması, o dönemdeki, sosyal yaşama ayine tutması, etnik ve dini sınıfları tanıtması, ekonomik koşullar hakkındaki verileri ortaya koyması açısından kendi alanında yapılmış ilk çalışmalardan biridir. Özellikle bu çalışmada bölgenin ekonomik gelirleri ve bu gelirlere zarar veren beşerî ve doğal sebepleri bulmak mümkündür. Diyâr-ı Bekr bölgesinin barındırdığı başta bölgenin merkezi olan Âmid olmak üzere, Mardin, Silvan, Erzen, Siverek gibi yerleşim yerlerinin 7-10 yüzyıllar arasında sahip olduğu sosyal ve ekonomik durumlarıyla beraber bölgeye yeni bir inancın hâkim olmuştur. Bu inancın mensubu olan Müslüman unsurların buraya iskân edilmesiyle bölgenin hızlı bir şekilde Müslümanlaşmasına katkı sağladığı görülmüştür. Rûm, Ermeni, Kürt, Urtiy, Arap gibi kadim toplulukların yanı sıra Süryanilik, Hıristiyanlık, Yahudilik ve daha sonra buraya hâkim olan İslamiyet gibi farklı inanç yapıları bölgede yer almıştır. Bu farklı inançlara ait mezhepler ve bu mezheplere ait mabetlerin bir kısmı bugün metruk bir halde iken bir kısmı da hala aktif bir şekilde ayaktadır. Bu etnik ve dini unsurlar içerinde Süryanilik geçmişte eski etnik birçok yapının etrafında şekillendiği bir üst yapı olarak karşımıza çıkarken, Urtiy gibi şimdiye kadar bölgede duyulmamış bir etnik sınıfın ilk kez buradaki varlığını ortaya koyması açısından bu çalışmayı daha da anlamlı kılmıştır. TÜBİTAK projesiyle desteklenmiş olan bu çalışma yurt dışında da birçok kaynak ve materyalin elde edilmesiyle hazırlanmıştır. Bölgenin; etnik, dini ve ekonomik yapısının ortaya konulmasında yurt içi ve yurt dışı birçok kütüphaneden istifade edilerek hazırlanan bu çalışma Diyâr-ı Bekr bölgesi üzerinde bundan sonra yapılacak olan başka çalışmalara kaynaklık etmesi açasından ayrıca önem arz etmektedir. 9 Saygın bilim insanımız Doç. Dr. Cuma Karan’ın, ülkemizin değerli coğrafyasında yer alan Diyar-ı Bekr Bölgesi’nin sosyo-ekonomik tarihini aydınlatan bu değerli çalışması, kültür ve medeniyet tarihimize anlamlı katkılar sunmaktadır. Yazar tarafından geniş bir yelpazede analize dayalı olarak sunulan bilgiler, entelektüel boyutumuzu zenginleştiren bir özelliğe sahiptir ve bu nedenle de eserin okuyucu ile buluşması mutluluk vericidir. Özgün bilimsel nitelikleri içinde barındıran eserin yazarı Sayın Doç. Dr. Cuma Karan’ı en içten takdir duygularımla tebrik ediyorum. Prof. Dr. Nahide BOZKURT Ankara Üniversitesi İlahiyat Fak. İslam Tarihi ABD Öğretim Üyesi Ankara 2022

Detay

120.00 TL

%30

84.00 TL